7 Mayıs 2009 Perşembe

My Dear Enemy aka Sevgili Düşmanım

Madem filmleri çeviriyorum, neden çevirdiğim filmler hakkında acemice de olsa bir şeyler yazmıyorum diye sordum kendime? Bu sorumun cevabı olarak da bu güzel film hakkında naçizane bir şeyler yazmaya karar verdim.

-Bir miktar spoiler içerir.
-

Afişe bakarak filmin bir aşk filmi olduğu düşünülebilir, ve evet filmi izleyince en azından anlatılan hikayenin bir yerinde aşkın da var olduğunu görüyoruz ama bu filmin ana konusu değil bence.

Film görsel anlatım olarak biraz zayıf kalıyor. Mekan olarak Hyundai marka bir araba ve Kore'nin hangisi olduğunu bilmediğim şehir manzaralarının kullanılmasının ve gri tonların filmde ağırlıkta olmasının bunda etkili olduğu söylenebilir, oysa daha önce izlediğimiz birçok güzel Kore filminden de biliyoruz ki Kore'de daha güzel mekanlar var. Düşününce filmde öyle akılda kalan bir müzik de kullanılmamış. Kısaca söylersek film sadece senaryo ve oyunculuklar üzerine kurulmuş.



İşte filmimizin geçtiği ana mekanlardan biri olan araba bu.


Filmimiz, kadının (Do-yeon Jeon) eski sevgilisinden (Jung-woo Ha) Borcunu almaya gelmesiyle başlar. Oysa esasoğlanın beş kuruşu yoktur ve kızımız parayı hemen istemektedir. Bunun üzerine arabaya atlarlar ve çocuğun kıza olan borcunu toplamak üzere yola çıkarlar.

Yolculuğun detaylarına ve çocuğun, kıza olan borcunu ödemek için borç aldığı ilginç kişilere de girmek isterdim ama bunu yaparsam sanırım biraz spoiler vermekten fazlasını yapmış olurum.

Oldum olası yol filmlerini sevmişimdir, farklı bir çekicilikleri var sanırım. Bu filmde gidilen fiziki bir mekan yok ama yolculuk boyunca karakterler geçmişlerine, geçmişteki aşklarına uğruyorlar arada bir. Gerçi, aşklarının geçmişine yaptıkları bu kısa ziyaretler bize zamanında neden birbirlerini sevdikleri ya da hadi sevdiniz birbirinizi, "Peki niçin ayrıldınız?" sorularına cevap olmuyor, sadece acı bir aşk öyküsüne -en azından erkeğin gözüyle bakarsak- sahip olduklarını öğreniyoruz. Konunun bu kısmına da fazla girip, izlemeyi düşünüyorsanız seyir zevkinizi bozmayayım.

Yolculuğun -tam olarak bir yolculuk değil zira gidilen belli bir yer yok- bir başka etkisi de eski sevgililerin birbirlerinin bilmedikleri yönlerini öğrenmeleri oluyor. Onlar birbirlerini tanırken ben de keşke tekrar bir araya gelseler diye bir duygu oluştu. Evet bakınca birbirine uyumlu bir çift değiller ama nedense birbirlerini tamamlıyorlar diye düşünüyorum. Erkek biraz çocuksu, hayatı çok da ciddiye almayan biri, kadınsa olgun ve hayatı gereğinden fazla ciddiye alan biri, yani gerçekten birbirlerini tamamlıyorlar.

Benim mutlu bir son arzu etmemden kaynaklı olarak filmin sonu istediğim gibi olmamış. Bazen filmi izledikten sonra sonu şöyle olsaydı daha iyi olurdu diye düşündüğüm filmler olur ama bu film için bir son fikrim de yok ama böyle boşlukta bitmese iyi olurdu diye düşünüyorum sadece.

Biraz da oyunculuklara değinmek istiyorum. Başroldeki iki oyuncunun da daha önce başka filmlerini seyretmedim o yüzden sadece bu filmdeki performanslarına göre bir değerlendirme yapmış olacağım. İkisi de çok iyi bir performans sergiliyorlar film boyunca. Özellikle yönetmenin tercih ettiği anlatım tercihi yüzünden bence oyunculuklar çok önemliydi ve filmin hakkını veren bir oyunculuk sergileniyor filmde.

Son olarak uzakdoğu sinemasının güzel örneklerinden biri olan bu filmi izlemenizi tavsiye ederim.

Not: Altyazıya buradan ulaşabilirsiniz.

Sacit /7 Mayıs 2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder